Her insan kadar çok ve büyük hatalar yapmış bir lider Ernesto \’\’Che\’\’ Guevara. Arjantin\’de Rosairo\’da 1928\’de doğmuş. 1953\’de Buenos Aires Üniversitesi Tıp Fakültesi\’nden mezun olmuş bir Tıp doktoru. Ancak O\’nun tüm dünyada; ölümünden 48 yıl sonra bugün dahi bu kadar iyi tanınıyor olması Arjantin\’li bir doktor oluşu ile neredeyse ilgisiz.Hatta bugün bile Che\’yi Küba\’lı ve […]
Che – Arjantin\’li doktor Read More »
18 yıl süren yargılamalar sonucunda, sadece eli kanlı zır cahillerin BİR KISMININ hüküm giydiği; olayın arkasında bulunan hiç kimsenin sorguya dahi çekilmediği, ve bu yazının konusu olan sütten çıkmış ak 8’liden sadece bir kısmının sorgulanıp hiçbir ceza almadığı; sorgulanmaya lüzum bile görülmemişlerin ise hayatlarına pür-i pak devam ettiği bir acıdır SİVAS. Lakin biz, bu
36 Padişah ile dönemin bilinen dünyasına yaklaşık 624 yıl hükmetmiş Osmanlı İmparatorluğu; hakkında binlerce yazı yazılmış, filmlere konu olmuş, eserleri ve tarihi incelenmiş, kitaplaştırılmış bir dünya devletiydi. Dünya tarihinde o kadar çok dönüm noktası yarattılar ki, hemen her bir kırılma, köklü ve farklı bir tarihsel değişime sebep oldu. Bu kırılmalardan az incelenen ve az
İhsan Sabri Çağlayangil – Bursa Senatörü—– 1993 (85 yaş) İsmail Nihat Erim – Kontenjan Senatörü ve Başbakan —– 1980 (68 yaş) Tayfur Sökmen – Kontenjan Senatörü —– 1980 (89 yaş) Ferit Sadi Melen – Van Senatörü —– 1988 (82 yaş) 16.Mart.1972 Perşembe günü; Cumhuriyet Senatosu\’nın 42. Birleşimi\’nde; Millet Meclisi tarafından onaylanarak 2. Meclis olan Senatoya
Şimdi 97 yaşında, muhtemelen acılı bir yaşam sürmekte olan katil zat, 1 Mayıs 1977\’de henüz Ege Ordu Komutanı idi.Çok yıllar önce, daha Kore\’de tezgahlanmış bir planın parçası olarak; dönemin Cumhurbaşkanı Korutürk ile Başbakanı Demirel\’in tuhaf anlaşmazlık ve sözde inatları neticesinde 4.kıdem seviyesinden sadece 3 ayda 1.Kıdem seviyesine gelecek ve Kara Kuvvetleri Komutanı ve tam 6
95 yıl önce bugün; yalnızca 39 yaşında, resmi olarak rütbesiz, sıfatsız, vatansız, devletsiz bir isyancının; sadece üç buçuk yıl içerisinde başaracaklarının, ilkini başardığı gündür. Yalnızca 11 ay önce Mayıs 1919\’da bir avuç insan ile başladığı yolculuktaki en önemli günlerden biri, ileride Türkiye Cumhuriyeti olacak bir devleti; devlet haline getirecek ilk Millet Meclisi\’nin açıldığının tüm dünyaya
Çocukluğumdan beri Nisan\’da en çok duyduğum kelimelerdendir soykırım. Hadiselerin neredeyse tümüne \’\’insan\’\’ odağından yoksun bakan devlet otoriteleri ve devlete ya da paraya göre yazmak durumundaki egemen basın anlayışı bu kelimeyi kullanır durur. Şu ülke 1915 olaylarını soykırım olarak tanıyacak mı?…Bu başkan ne diyecek? O parlemento bu konuda karar alacak mı?… Olan olayları, bir \’\’kelime\’\’ tanımı
İnsanlık tarihi; insanların birbirlerine uyguladıkları baskı; politika; cinayet; sürgün ve katliamlarla doludur.İnsan özünde baskıcı bir varlıktır ve yolunu her bulduğunda bir bireye, bir topluma, bir ırka ya da bir ulusa baskı yapacak politikaları geliştirmiştir. Baskı; yasadışı yollarla yapılabildiği gibi, bir çok örnekte bizatihi yasal otorite tanımını taşıyan yapılar tarafından da uygulanmıştır ve uygulanmaya devam etmektedir.
Her şey değişiyor. Değişim öylesine kaçınılmaz ki, direnen kim olursa olsun, azınlık ya da çoğunluk; değişimin altında kalıyor ve silinip gidiyor. Tek değişmeyen ülkemizin oy verme davranışı. Türkiye gibi; arada kalmış, yönetim sistemlerinde demokrasi ve özgürlük kültürlerini yaratamamış bir ülkede durum vahim. Zemin öyle kaygan ki, bir şekilde ayakta ve güçlü kalmak için herkes birbirinin
