Muhafazakarız…!

Her şey değişiyor.

Değişim öylesine kaçınılmaz ki, direnen kim olursa olsun, azınlık ya da çoğunluk; değişimin altında kalıyor ve silinip gidiyor. Tek değişmeyen ülkemizin oy verme davranışı.

Türkiye gibi;  arada kalmış, yönetim sistemlerinde demokrasi ve özgürlük kültürlerini yaratamamış bir ülkede durum vahim. Zemin öyle kaygan ki, bir şekilde ayakta ve güçlü kalmak için herkes birbirinin paçasından çekiyor.

Ne Afganistan kadar karanlık ne Norveç kadar aydınlık bir ülke burası. Tam arada. Gri.

1938 – 1950 dönemi hükümetlerinin statüko muhafazakarlığı; 1950 – 2014 hükümetlerinin geleneksel muhafazakarlığı ile %100 muhafazakar yönetilmiş bu ülke.

1938’den beri bir şekilde ‘’muhafazakar’’ ( korumacı ) muktedirler tarafından yönetiliyoruz biz. İlerici, özgürlükçü, geliştirici, yaratıcı tanımlarına uyan tek bir iktidarımız olmamış, seçmemişiz, seçememişiz.

Her gelen; GELENEKSELLİĞE vurgu yapmış bu ülkede, seçimi kazanmalarını sağlayan da bu olmuş zaten. Geleneksel Muhafazakarlık yanlısı bir toplumuz biz. Gerçekten öyle miyiz?

Öyle isek; neden gelir düzeyimiz ve yaşam tarzlarımızdaki farklardan bağımsız neredeyse hepimiz ‘’gavur’’ üretimi akıllı telefonlar kullanıyoruz?

Ya da neden neredeyse hepimizin evinde en az bir tane düz ve büyük ekran tv  var?

Neden hepimiz, neredeyse tamamı yabancı sermayelere ait bankaların kredi kartlarını kullanıyoruz?

Neden herkes yabancı ve daha konforlu bir araba satın almak için taşıt kredisi peşinde?

Biz muhafazakar falan değiliz çünkü.

İşte bu nedenle aradayız. Griyiz. Sıkışmışız.

Her şeyin son modasının peşindeyiz ama ‘’özgürlüğün’’ değil!

Her şeyin en yenisini isteriz ama ‘’ bağımsızlığın’’ değil!

Her şeyin mükemmelini ararız ama ‘’ demokrasinin’’ değil!

Biz yaşarken her yeni olanaktan yararlanmak peşinde iken

Yönetilirken ‘’muhafazakar’’ iktidarlara oy vermeyi severiz.

Çünkü hepimiz, o ya da bu ‘’mevcudumuzun’’ elimizden kayıp gideceğine dair toplumsal bir paranoyaya sahibiz.

Hepimiz, var olanı korumak/muhafaza etmek adına birer ‘’muhafazakarız’’.

27 Mart, 2015 – İstanbul

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir