Sektörde uzun zaman geçirmiş olanlar bilirler, turizm herkesin yapabileceğini / başarabileceğini düşündüğü bir sektördür. Benim gibi , \’\’Genel\’\’ ile başlayıp her nevi ıvır zıvırla uzayıp giden bir sürü unvanı bu mesleğin tüm bileşenlerinde \’\’yanlışlıkla\’\’ taşımış; kiminde çok başarılı kiminde çok başarısız olmuş birinin danışmanlık müessesi ile tanışması 10 yıl öncesine dayanır.
10 yıldır, çeşitli büyüklükte, farklı hedeflerde, ve ilginçtir çok farklı sektörlerde firmalara danışmanlık yapıyorum. Meslek açısından duygusal biri olduğumdandır ki turizm ile ilgili danışmanlıklarım kısa sürede fiili yöneticilikle karışıyor / birleşiyor.\’\’Karışık\’\’ olsun \’\’birleşik\’\’ olsun turizm meselesinde yaşadığım danışmanlık deneyiminin özü hep aynı:
Herkes bildiğini düşünerek başlıyor, fena çuvallıyor ve çuvalladıktan sonra yardım istiyor. Yardımı da kerhen istiyor (Aslında biz yaparız ama ayıracak vaktimiz yok…!)
Sonradan yardım isteyenlerde iyileştirme süreci daha uzun ve elbette çok daha maliyetli oluyor.
Danışmanlık alırken bile yorum yapmaya devam ediyor, \’\’efendim o zaman yapsa idiniz\’\’ noktasına geldiğinizde \’\’pardon\’\’ deyip geri çekiliyor.
Kendisinin x sürede yapmayı bırak fena halde batırdığı işi; x/10 sürede düzeltmeni bekliyor.
Genel Müdür\’den başlayarak ekip seçimleri felaket oluyor, düzeltmekte hali ile pahalı…
30 Milyon dolar harcayıp yaptırdığı otele 5 bin TL maaşla Genel Müdür alıyor, işin ilginci bu paraya çalışanı buluyor da; yahu bina değil insan iş yapar diye anlattığınızda da gülüyor.
Personelin maaşını geç ödemeyi ya da sigortasını eksik göstermeyi marifet sayıyor, lakin en başından danışmanlık almadığından; aslen 15 milyon dolara bitecek oteli 30 milyon dolara bitiriyor.
Bir taraftan danışmana para ödemesi gerektiğini her gün para kaybettiğini adı gibi biliyor lakin danışman ona göre \’\’her naneyi\’\’ bildiği için danışmana da fena halde gıcık oluyor.
En başında bir danışmanla başlasa bir yıl danışmanlık ücreti ödeyip, yoluna gidebileceği halde, battıktan sonra en az 2-3 yıl daha fazla para ödemesi gerektiğini anlayamıyor.
Danışmanlık ücretinin neden peşin ödenmesi gerektiğini anlamak istememekte deli gibi direniyor.
Danışmanlık ücreti konusunda saatlerce pazarlık yapmayı ve günlerce düşünmeyi tüccarlık zannediyor.
Tümü ile işi hiç bilmeyen bir patron olarak, işi neredeyse bilmeyen üst düzey yöneticilerle (hepsini bizzat kendi seçmiştir…) ve aralarında işi en çok bilen grup olan alt personel ile çalıştığının farkında bile olamıyor.
Bunu yapmanın kendisine para kaybettirdiğini biliyor lakin felakete sürüklediğini henüz bilmiyor.
En sonunda, her şeye razı olmak zorunda kaldığında ise, ilk konuştuğu danışmanı çok pahalı bularak; 1/3 fiyat veren birinden danışmanlık alıyor:)
Kılavuz…karga…burun…..?
Turizm sektörünü hiç bilmeden bu konuda yatırım yapacak değerli girişimcilere önerim:
1. gün bir danışmanla anlaşın, mümkünse arsa bile almadan…
Danışmanınızı doğru düzgün seçin…
Her ay parasını peşin ödeyin…
Ve aklınıza gelen her şeyi sorun, yanınızda değilse, yazın; gelince sorun ama sorun…
Kadının / adamın her cümlesini dinleyin, o insan o işte ömrünü harcamış olabilir, azıcık saygı gösterin.
Her söylediğini yapmak zorunda değilsiniz, ama dinleyin.
Yapmamayı seçtiğiniz önerilerinin sonuçlarından kendinizi sorumlu tutun, danışmanı değil.
Ve en önemlisi, danışmanı personeliniz zannetmeyin!!!..Danışmanlık yapan biri, maaşlı çalışan olmaktan vazgeçmiş biridir..O da sizin kadar işinin patronudur.Öyle davranın.
Bu öneriler, size umduğunuzun çok üzerinde bir verim sağlar, siz siz olun deneyin:)
2 Nisan, 2015 – İstanbul