Göksu\’dan iki hisara karşı

Beykoz\’un Anadolu Hisarı semtinde; Göksu deresinin İstanbul Boğazı\’na döküldüğü noktada olağanüstü iki tarihe aynı anda bakıyorum.

 

Sağımda; Yıldırım Bayezid tarafından yaptırılan Anadolu hisarı; karşımda İstanbul Boğazı\’nın üzerinde salınan Fatih Sultan Mehmet Köprüsü; solumda, Boğaz\’ın tam karşısında ise Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılan Rumeli Hisarı.

Son yıllarda gelişen bir zincir restaurant\’ın boğaza sıfır terasında soğuk ama güneşli bir Mart öğleni.

Başlangıç olarak; Balkabak mücver ve sakız kabak sarma ile çıtır mantı;

Ana yemek olarak Izgara Antrikot dilimleri.

İki kişi; birer kadeh şarap eşliğinde böyle bir yemeğe kişi başı 80 TL ödüyorsunuz.

Dünya geneli için böylesi olağanüstü bir lokasyonda değil yemeğe, sadece oturmaya bile verilebilir bu para.Ancak Türkiye standartlarında pahalı.Üstelik servis edilen ana yemeğin kalitesi buna değer gözükmüyor,Başlangıçlar lezzetli ve etkileyici olsa da.Servise gelince, bir turizm profesyoneli bakışı ile 10 üzerinden 3, meslek dışı bakış ile 10 üzerinden 5.

Özetle burada yemek için bu para ödenmeli mi: hayır. Çünkü, çok daha iyi bir yemeği daha ucuza alabileceğiniz bir çok alternatif var İstanbul\’da.

Ama , bir kahve için dahi mutlaka gelinmeli.

Böylesi bir manzaranın, böylesi iki hisar arasında keyfi; dünyanın hiç bir noktasında tadılabilecek gibi değil çünkü.

Benim için, böylesi bir manzarayı yarım saat boyunca  tek kelime etmeden izleyebilmenin karşılığında bir kahveye 9 TL ödenebilir.Çektiğiniz resimler ise keyifli birer anı.

29 Mart, 2015 – İstanbul

 

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir