İnsanların kendi isimlerinin altına, genellikle araya \’ve\’ koyarak ne kadar çok şey yazarlar ise o denli büyüdüklerini / önemli olduklarını düşünmeleri bir Orta Doğu hastalığıdır. Mesleğe ilk başladığım yıllarda adımın altına bir şef, bir müdür hatta Genel Müdür eklemek için ne kadar çılgınca bir çaba harcadığıma inanamazsınız.
İlk Genel Müdür unvanlı kartvizitimin bana ulaştığı o anı bugün gibi hatırlıyorum. Dünyayı yerinden oynatabileceğim sanrısına kapılmıştım. Sonra ne mi oldu? Meslek hayatım boyunca üstüm ve devamında astım olan bir çok Genel Müdür meslektaşım ile çalıştım ve tamamının içinde açık ara en berbat Genel Müdür bendim. O ilk Genel Müdürlük performansım gördüklerim arasında gerçekten en kötüsü idi.
Yıllar içerisinde, unvanların zehirli olduklarını fark ettim. Büyülüydüler. İnsanın gözlerini karartıp olmadıkları bir şeye dönüştürüyorlardı. Elbette benim söz ettiklerim, şirketler tarafından hiyerarşiyi tanımlamak adına belirlenen unvan silsileleri. Yoksa insanların kendi isimlerinin başına ya da sonuna ne koydukları bu yazının konusu değil.
Zehirli unvanların peşinde koşan bizler o unvanın bizi, ağır ağır yok ettiğini, ezdiğini, parçaladığını yaşarken algılayamıyoruz.. Sonra bir gün, konudan azıcık uzaklaşıp bakış açımız değiştiğinde görebileceğimiz bir delilik bu. Tabii sorunun temelinde toplumda kabul görme ve saygı duyulma meselesi var. Aslen bu bir özgüven travması. Daha yüksek bir unvanım olursa herkes bana daha çok saygı duyar. Bu, pratikte bir yere kadar böyle işliyor gibi gözükse de aslında gerçek çok farklı.
Toplum, ekip, çalışma arkadaşları; bize sadece insan olduğumuz için, biz olduğumuz için saygı duyar. Diğeri, ya üstteki unvana yaranmak için yapılan yalakalıktır ya da apaçık işini kaybetme korkusudur. Hepsi bu.
O nedenledir ki hala profesyonel iş hayatım devam etse de malum platformda, sayfam ilk açıldığında göreceğiniz unvan kısmı, şirketimin bana tahsis ettiği değil benim bir şey yapmış olmakla ilgili kendime tahsis ettiğim bir tanımlamadan ibarettir. Şirkette ne iş yaptığımı görmek için, aynı platformda, profilimin içine girip son çalıştığım yer satırını görüntülemek zorunda kalırsınız.
Bu noktada herkes; unvan önemli çünkü o ne kadar artarsa kazanacağım para da o kadar artacak şeklinde düşünebilir. Doğrudur ama yanıldıkları nokta şudur: Paranın gerçek artış sebebi, adınızın sonuna eklenen o unvandan çok başınıza açılabilecek dert ve stres bütününün doğuracağı yetki yüküdür. Para ne kadar büyürse dert / stres / gerginlik / mutsuzluk o kadar artar. İnsanlara unvanlar verilirken söylenmesi unutulan detay budur!
Unvanlar zehirlidir ve tıpkı kendileri kadar zehirli olan makam koltukları ve makam ofisleri gibi tek başlarını hiç bir işe yaramazlar. Meslek hayatım boyunca bir dönem kendiminki de dahil içinde \’insan\’ olmayan çok unvana rastladım. En acısı kendiminkini fark etmekti elbette.
Zehirlenmeyin!