Ve dur dedi.

Ve dur dedi Güneş; etrafında,  kendi kuyruğunu kovalayan Dünyaya. Dur, çünkü kovaladığını yakalama şansın yok. Gideceğin bir yer yok, gittiğin yok; dur.

Dünyanın emre uyduğu an burada olmak istemiyorum.Dönerken seviyorum ben Onu, büyük sandığı Güneşinin etrafında. Hatta tek sandığı ve etrafında dönmekten asla bıkmadığı Güneşin ne kadar küçük, ne kadar önemsiz, ne kadar sıradan olduğunu öğrendiğinde , yine de aynı Güneşin etrafında dönüşünü seviyorum; daha büyüklerini aramadan.Dünyanın, Güneşe sadakatini seviyorum ben.

Tek hatasının sonunu getireceğini bilerek dönüyor. Her an biraz daha uzaklaşıyor Güneşinden ve her seferinde biraz daha azalıyor çekim ama milyarlarca yıldır dönüyor.Döndükçe artıyor gel-git etkisi ve daha da uzaklaşıyor. Yine de, sonuna gittiğini bilerek dönüyor. Oysa, öğrenmişken daha büyük Güneşlerin varlığını; bırakıp gitse kurtulacak belki de…Bırakmıyor.

Bu yüzden dur diyor Güneş Ona. Dursa, kaybolacak gel- git etkisi ve uzaklaşmayacak artık. Tam tersi yakınlaşacak.Belki milyarlarca yıldır uzaklaştığı mesafeyi geri kazanacak. O da durmak istiyor aslında emre uyup.Duramıyor ama, öylesine alışmış Güneşin etrafında,  kendi izini kovalamaya.

Biz; aynıyız dünyamızla.Doğup; kendi izimizi kovalamaya başlıyoruz. Farkında olmadan biteviye sürdürüyoruz bunu.Öyle ki;  basit sorulara doğru yanıtlarımız yok bizim: \’\’İnsan ne zaman ölmeye başlar ? \’\’

-Doğduğu gün.

Bunun dahi varamıyoruz farkına, fısıltı kadar dünyamızda kendi izimizi kovalarken. Ve sonunda ölüyoruz.Bu ölümün ne zaman başladığını bilmeden. Farkımızsa sadakat. Dünya sadıkken Güneşine biz değiliz. Ne Güneşe, ne dünyaya, ne insanlara ne de kendimize. Biz sadece, ölmeye başladığımız gün ile öldüğümüz gün arasını var sanıyoruz. O denli kendimize o denli benimize dönüğüz ve ben için yaşıyoruz. Bu ben, gerçek benimizi de yok ediyor ve kimliksizleşiyoruz.

Bu etki öylesine büyük ki, milyarlarca yıldır devam eden öykünün yalnızca son iki bin yılı yetti bize. Her şeyi tükettik. Ve çığ etkisi ile büyüterek devam ediyoruz tüketmeye.Bu hızla, dünyanın emre uyacak fırsatı bile olmayacak. Fark ettiğinde durması gerektiğini; fark ettiğinde durmazsa öleceğini uyacak belki emre ama o güne kadar kendi izini kovalayamayacak. Çünkü en ölümcül düşmanlara karşı dışarıdan donatılmış olsa da, en büyük felaketlere karşı, kurgulanırken hazırlanmış olsa da en büyük düşmanı içinde Dünyanın. Tam ortasında : Biziz.

Ve biz, yani insan, varlığı ile tehdit ediyor her şeyi. Normalde çok daha uzun sürecek dengeleri bozuyor sadece var olarak. Bunca enginlik nasıl izin veriyor buna? Anlamak zor. Ama olan bu açıkça. Ya da bir gün;

Ve dur diyecek…

\"indir

 

 

 

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir