Umut

Bazen, günün sonunda bir insanın başardığı en büyük şey intihar etmemiş olmasıdır. / Albert Camus

\’Başarı\’ kavramı açısından Camus\’ ya yakın yerlerde dolaşıyoruz. Gri-kara günler ve geceler birbirini kovalarken fiziksel olarak sağlıklı olma şansına sahip olanlarımız akıl sağlıklarımızın peşine düştük. Lakin yol uzun, yol bitmiyor. Üstelik bu yol, öyle yolculuktan keyif alacağımız zamanlarını da çoktan geride bıraktı.

Dün, ülkemizin Sağlık Bakanı; canlı yayında salgın belasına karşı ilk aşıyı oldu. Hızlı bir düzelme / iyileşme ummaktan başka bir şansımız ya da hükmümüz yok. Yani, tek yol umut!

İşin başında herkes \’durabilmenin\’ , \’kendi ile kalabilmenin\’ geçici keyfini duyumsadı. İzledi, pişirdi, yazdı, oynadı, yine izledi, yine pişirdi, çok az okudu, yine izledi… Ancak gelinen nokta, evde yapılabileceklerin keçi boynuzu kıvamına dönüştüğünün sevimsiz müjdecisi gibi. Çıkmaza sürükleniyoruz. Tam da bu \’tıkanmışlık\’ hissine savrulduğumuzda bu kez sağlıklı olduğumuz için, zor da olsa ayakta kalmaya çalıştığımız bir işimiz olduğu için, hatta zaman zaman \’bakkala\’ kadar gidebiliyor olduğumuz için şükrediyoruz. Ancak insan aklının \’işi iyi tarafı\’ ile avunabilmesinin de bir sınırı var. Dillere sakız olduğu üzere \’Yeni Normal Saçmalığı\’ peşinde falan değil çoğunluğumuz. Yalnızca kendi normalimizi özlüyoruz. Kendi hayatımızı.

İşte bu noktada, son düzlükte olduğumuza inanarak umut etmeye devam etmek gerek. Sakin ama umutlu olmaya, temkinli belki ama umut dolu kalmaya. Çalışan insanın nefes alabileceği iki alanın (akşamlar ve hafta sonları) en azından açılabileceği bir toplumsal sağlık seviyesine bir an önce ulaşabilmek hepimizin en büyük dileği. Aksi halde \’başarı\’ dediğimiz şeyi ciddi anlamda sorgulamaya başlamak üzereyiz. Bu tip durumlarda yaygın kullanılan bir söylem ile: Sene olmuş 2021, halimize bakın!

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir