İstanbul Boğazı’nın Asya – Karadeniz kapısındaki son iki koy Poyraz ve Fener. İnsan eli değmeden önceki hallerinin muhteşem olduğuna şüphe olmayan iki doğa harikası. Bayramın ikinci günü, İstanbul trafiğinin bomboş oluşundan istifade ederek Kavacık Kavşağı üzerinden oldukça rahat bir yolla sadece 17 dakikada ulaştık Poyraz Köy’üne.
Küçük bir boğaz koyuna kurulu bu şirin balıkçı köyü, hem şirinliğini yitirmiş hem de köylüğünü yitirmek üzere. Yukarıda da gördüğünüz meşhur 3. köprümüz tam da bu koyun üzerine asılmaya başlamış hem karşıdaki hem de bu köyün sırtlarındaki tüm ormanları katlederek. Buna bir de, bu güzelim plajlarda davranış eğitiminden ve görgüden yoksun, yoğun göçün etkisi ile buralara akın etmiş eğitimsiz yurdum insanının görüntüsünü eklerseniz; ortaya çıkacak manzaranın ne denli içler acısı olduğunu kolayca anlarsınız. Neyse ki bu plajlar daha uzun süre olamayacak çünkü köprü bittiğinde yeni Kavacık tam da burası olacak ve şehir kuzeye, Karadeniz’e ulaşıp bu orman ve plajları da yok edecek. Şu plajın olduğu yerde ise yabancı bir markanın pahalı bir restoranı köprü manzarasında birilerinin servetlerine servet katıyor olacak.
Köyün girişinde, bu plajın hemen önünde değnekçi kadrosu yerini alarak araç başı 10 TL otopark ücreti alıyorlar. Kahvaltıya ya da yemeğe geldi iseniz, bu otopark tuzağını pas geçip sağa doğru uzanan köy sahilindeki 3-5 lokantanın önüne kadar devam edin çünkü hepsinin kendisine ait araba koyacağı bir yer var. Yazın ve hafta sonu saat 11:00’den sonra gelmeye kalkarsanız bu küçücük koyda ilerleme şansınız olmayacaktır. Trafik tamamen kilitleniyor. Dolayısı ile ya sabah erken kahvaltı için ya da akşam geç balık keyfi için gelmenizi öneriyorum. Plajda denize girmeyi denemek konusu ise tümü ile medeni cesaretiniz ile ilgili bir durum. Siyah şambreller, plajda küçük tüpler, beyaz donlar vs vs.
Biz kahvaltı için, küçük koyun sağına doğru devamla Poyraz Sahil Balık Restoran isimli, nisbeten daha doğal kalmış, tahta sandalyeli bir balıkçıyı seçtik.
Önünde araç park edilebiliyor ve ilgi ve nezaketle karşılanıyorsunuz. Kahvaltı, seçeceğiniz yumurta dahil kişi başı 25 TL. Ayrıca çay, kahvaltı sonrası Türk Kahvesi, otopark vs ücret almıyorlar. Esnaflar yani. Servis nazik, hızlı ve içten. Kahvaltının evde ya da şehirde ettiklerinizden önemli bir farkı yok, genel olarak endüstriyel. Ama kalitesiz değil.
Yumurta tercihinizi ise Menemen’den yana kullanın. Son yirmi yılda yediğim en olağanüstü menemendi kesinlikle. Müthiş bir kıvam ve olağanüstü bir lezzet. Hatta boş verin her şeyi sadece menemen deneyin yeterli. Tekne ile gelmeyi tercih edecekler için, bu şirin köy balık lokantasının kendisine ait bir iskelesi de var. Aklınızda bulunsun.
Kahve keyfinin ardından 5-6 dakikalık bir yolculukla İstanbul Boğazı’nın Asya kıtasında Poyraz’dan sonraki son koyu olan Fener’e yani Anadolu Feneri’ne ulaşıyoruz. Burası doğal anlamda Poyraz’a göre çok çok daha güzel bir köy ve daha güzel bir çevre. Aracınızı köy meydanına ücretsiz olarak park edip muhtemelen hemen karşınızda kalacak cami çıkmazı sokağa yürüyünüz. Karşınızda küçük ve şirin Anadolu Feneri!
Bayram olduğu için Fener geziye kapalı idi biz içine giremedik lakin normal zamanda içi gezilebilirmiş ve bir de küçük seyir terası varmış. Fener köyü dik yamaçların üzerinde sahilden yüksek bir noktada kurulu. Dar patikalarla sahile ulaşılan bir köy ama maalesef buranın da küçük sahili kültür erozyonuna uğramış ve işgal edilmişti, deniz giremedik. Yukarıdan bakıldığında tam anlamı ile turkuaz suları barındıran bu güzel koya hafta içi gelip denize girme keyfini yaşayabilirsiniz. Hafta sonları gelip sahile araç ile inmeyi denemeyiniz, dönmek için çok ciddi uğraş verirsiniz.
Biz ise, yukarıda gördüğünüz sokağın hemen başında solda bulunan Buse Kafe’de oturup olağanüstü manzaranın tadını çıkartmayı tercih ettik. Bu küçük baraka kafenin girişi en üst kat. Bir alt katta düşecekmiş gibi duran 3-4 masalık bir terası var ve manzara inanılmaz. Özellikle bir güneyde kalan Poyraz koyundaki 3.köprünün çirkin hatlarını gözünüzden silerseniz kendinizi Ege’de hissedebilirsiniz.
Buse Kafe’de servis çok sıradan elbette, bir köy içtenliği gördüğümüz de söylenemez lakin bu manzara çok sıra dışı. Özellikle önümüzdeki 1-2 sene içerisinde böyle bir manzara kalmayacağını düşünürsek buradaki izleme keyfini olabildiğince uzatın derim. Tanesi 2,5 TL den birer kahve de burada içtik. Balık yemek isteyenler için ucuz balık seçenekleri de var tabii.
İstanbul’un boş kaldığı bir bayram sabahında, hızlıca ulaştığımız Poyraz bize olağanüstü menemen dışında keyif vermedi, Fener ise gerçekten huzur dolu bir doğa harikası hala. Sadece kahve içmeye bile kaçılabilecek kadar güzel görüntüler var Fener’de. Kısa, günübirlik şehir kaçamağı yapmak isteyen tüm yolculara Anadolu Feneri’ni tavsiye ediyorum.3.Köprü bitmeden ve buraları tamamen şehrin içi olmadan gelip bu dünya harikası koyu görmekte büyük fayda var..
Acele edin.
20 Temmuz, 2015 – İstanbul