Kim bilir kaçıncı kez ‘zorunluluktan’ oy vereceğim 7 Haziran Pazar günü. Kendimi ‘zorunlu’ hissettiğim için tüm doğrularıma aykırı bir partiye yine ve yeniden oy vereceğim. Oy kullanmazsam uykum kaçıyor, gidip bu şekilde oy kullanınca daha fazla uykum kaçıyor. Tam bir çaresizlik.
Tam anımsamıyorum ya 5 ya 6. seçim bu, Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP ‘ye zorunluluktan oy verdiğim. Çaresizlikten tek oyumu, lider doğmamış (sonradan olunmaz!) bir siyasetçiye ve Onun her seferinde ayrı saçmalamış kadrolarına vermek zorunda olmak gerçekten korkunç.
Bunca seçim kaybetmişken, istifa etmeyi dahi beceremeyen bir adamı lider sayıp oy vermek gerçekten çok canımı yakıyor, lakin ne çare. Sahi, İngiltere’de seçimi takip eden ve mağlup olan her parti başkanı 52. dakikada koşulsuz ve hemen istifa ediyorken; benim ülkemde bunca seçim kaybetmiş kadrolar nasıl ve neden istifa etmez?
Hep söyledim sadece 40 kişi ve uzun yıllara planlanmış bir hareket yeterliyken, koca ülke, bu hareketi çıkartmayı başaramadık .Kim bilir belki de biz de seçmenlikten istifa etmeliyiz onurumuzla. Kemal Bey seçilmeyi beceremiyor da biz seçmeyi beceriyor muyuz?
Bu arada, Kemal Bey seçilse ne olacak? Bu da en ağır soru aslında. O kadrolarla seçilirse sonumuz ne olur? İlhan Kesici ile mesela.? İBB Başkanlığı seçimlerini malum zata karşı kaybetmiş bir ANAP’lı ile. Pardon 2007’den 2011’e bir dönem de CHP milletvekilliği var bu zatın. Yani Önce ANAP’lı sonra CHP’li sonra müstafi sonra tekrar CHP’li. Ya Rabbim kimlere oy vereceğiz!
Yahu Kemal Bey’in ‘sen ne yapacaksın’ sorusuna kendince hazırlanabilmesi ve kampanyasını kendi yapacakları üzerine kurması gerekliliğini anlayabilmesi 5-6 seçim sürdü. Yıpranmamış, yeni, devşirme olmayan, genç, dinamik ve sadece proje üretecek kadroları hazırlaması da bir 10 seçim sürse, hayırlısı ile 40 yıla iktidar olur!
Öyle köhne, öyle vizyonsuz, öyle liderlikten uzak ki elim gitmiyor oy vermeye.
Öyle yokum öyle çaresizim ki. Siyasi rakibi bile olmayan bir adamın tuvaleti ile uğraşan, bir siyasiye gidip oy vereceğim. Zorunluluktan.
E git başkasına oy veren diyorum kendime.
Kime?
Bağıran, tehdit eden, tarafsızlık anayasal ilkesini çiğneyen Sn. Cumhurbaşkanı’nın partisine mi?
Hiç gerçekçi bulmadığım Milliyetçi Sosyalizm tezine mi?
Bayrağıma kurşun atmış ve şimdilerde kitle partisine devşirilenlere mi?
En az CHP kadar liderlikten ve vizyondan uzak, yenilmekten bıkmamış Milliyetçi cepheye mi?
Yoksa bin bir gürültü ile CHP’den istifa etmiş LAKİN CHP ile edindiği Milletvekilliğinden vazgeçememiş (nasıl bir koltuk aşkı ise) Anadolu yaklaşımlarına mı?
Tüm bu alternatiflere o ya da bu nedenle oy veren her insana SAYGI duyuyorum.
Sadece, kendi vereceğim oydan dolayı KENDİME SAYGI DUYMUYORUM!
Ne kadar gerçek ve ne kadar acı.
2 Haziran, 2015 – İzmit