Misafir ettiğimiz Suriye vatandaşları sahillerimizde çay içerken, Suriye topraklarında savaşmak zorunda bırakılan 16 insanımızı daha kaybettik. Ortalama 20\’lerindeki bu gençlerimiz, hiç uğruna yitip gittiler. Bizler, rahat makam koltuklarımızda oturabilelim ve lüks makam araçlarımızda seyahat edebilelim diye şehit oldu bu çocuklar. Yolları ışıkla aydınlansın. Bu acılar, bize hizmet etmesi için seçtiklerimizin; politik bakış açıları nedeni ile yaşandı, yaşanıyor. Seçilmişlerin politik karar ve uygulamalarından en çok seçenler sorumludur. Bir bilim – kurgu örneği ; farklı insanlar seçmez isek de , yaşanmaya devam edilecek. Ve bizler, yitip giden her candan, sonsuza dek sorumlu olacağız.
Dün bahis ettiğimizi \’Özel\’ Millet Memurları konusuna önemli bir ilave ile başlıyoruz 3. güne. Millet Memurlarının iş garantisi. Bildiğiniz üzere, an itibarı ile Devlet Memurluğu garanti bir iş kapısıdır. Ne performansa dayanır ne de liyakate. Tümü ile kıdem esasına dayanan bu sistem elbette ve tümü ile değişecek. Millet Memurları, tıpkı özel sektörde çalışıyormuş gibi, performansa, verime ve en çok da Millet Memnuniyeti sonuçlarına göre değerlendirilecek , seçilecek, istihdam edilecek ve elbette iş akitleri fesih edilebilecek.
Bilim – kurgu kampanyamızın 3. günü üretim odaklı yaklaşımlarımızdan ilkine ayırıldı: Türkiye Cumhuriyeti, hemen ve süratle bir gıda geliştirme ve üretim merkezi haline dönüştürülecek. Öncelikle tarım konusunun üst yönetiminden başlayarak en başından beri \’\’bizim için ne yapacağız\’\’ yaklaşımı ile özetleyelim. Bakanlığımızın şu an ki adı T.C. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı. Bu isim, bizim arzu ettiğimiz gücü taşımıyor, bu nedenle ilk olarak bakanlığımızın adını; T.C. Gıda Geliştirme Endüstrisi Bakanlığı olarak değiştireceğiz. Devamında, hali hazırda Bir Bakan, Bir Bakan Yardımcısı, Bir Müsteşar\’dan başlayarak gördüğümüz en saçma organizasyonlardan birine sahip olan bu yapıyı tümü ile sıfırdan tasarlayacağız. An itibarı ile ( sayabildiğimiz kadarı ile) 6 Başkanlık, 3 Müşavirlik ve 14 Genel Müdürlük ile 81 İl Müdürlüğü, 887 İlçe Müdürlüğü ve 139 Kuruluş Müdürlüğü gibi anlamanın olanaksız olduğu saçma ve çağ dışı bir yapıda yönetilen bu bakanlığımızın sadece bu saydığımız rakamları topladığımızda karşımıza çıkması olası en az 1133 makam aracını da alışa geldiğimiz üzere derhal geri çekip satacağız elbette. Baştan başlayarak tümü ile yeniden yapılandırılacak bu alanda Bakanımız için ; sahada en az 7 yıl Ziraat Mühendisliği yapmış olmak; İki Bakan Yardımcımızdan ilki için; sahada en az 7 yıl Veteriner hekimlik ( Besi hayvancılığı alanında) yapmış olmak; ve diğer Bakan Yardımcımız için ise; en az 7 yıl genetik tohum araştırmaları konusunda uzmanlaşmış olmak şartlarını arayacağız. Bu Bakanlıkta da Müsteşar kullanmayacağız. Bakanlarımızın maaşlarını bilim – kurgu dizimizin ilk yazısında ilan etmiş idik: 3.100 TL aylık net. İki Bakan Yardımcımız ise profesyonel yaşamdan seçilecekleri için ( Millet Vekili olmayacaklar) aylık net 5.000 TL maaş alacaklar.
İdari sistem çözüldüğünde; Gıda Geliştirme Endüstrisinin \’\’büyük politikalarını\’\’ konuşmaya başlayabiliriz.
İlk yapılması gereken şey gerçek, basit, ulaşılabilir hedeflerde; yoğun, iyi tanıtılmış ve yüksek teşvik politikaları oluşturmak olacak elbette. Temel amacımız, gıda üretimini çağdaş ölçütlerde ve yeni geliştirmeler ile olası en üst kalite ve miktar düzeyine çıkartmak. Bunun için Türkiye\’nin mevcut tarım, besicilik ve deniz üreticiliği / avcılığı haritalarını en baştan ve tümü ile rant faktöründen arındırılmış şekilde belirlememiz gerekiyor. İşimiz çok özetle. Bu haritalar doğru ve tarafsız olarak belirlendikten / yenilendikten sonra Gıda Geliştirme alanında çalışacak ( toprağı olan / olmayan, hayvanı olan / olmayan) bireyler ile küçük ve orta ölçekli şirketlere hem yatırımcı / üretici tarafında hem de çalışan tarafında olağan üstü teşvik ve destek uygulanacak. Bu noktada hedef; kendi kendisine yetmenin ötesinde tüm dünyaya en yüksek miktarda gıda ürünü ihraç eden ülke konumuna gelmektir. Seçildiğimizde, sonucunda üretime ve ihracata dayanmayan hiç bir sektör teşvik edilmeyecektir. Türkiye tam ve kesin bir kararlılıkla dünyanın gıda deposu olacak. Aklımıza gelebilecek nerede ise her tür gıda ham maddesinin yetişmesine olanak tanıyan bir coğrafya burası. Ancak öncelik tohum teknolojisinde elbette. Önce ve kesinlikle, yerli ve kontrolü tamamı ile bakanlığımızda olacak bir Ulusal Tohum AR-GE Merkezine sahip olacağız. Bu noktada sadece tarımsal tohumdan söz etmiyoruz. Üreme düzeyindeki büyük baş damızlık, ergin balık, yetişkin yengeç ve her tür av hayvanı da bizim için tohum statüsü taşıyacak. Kısaca gıda üreteceğiz.
Gıda üretirken; en büyük sorunlarımızdan olan göç ve nüfus konusunu da gıda üretimini zirveye taşıyarak kentten kırsala teşvik edeceğiz. Bu aynı zamanda ciddi bir istihdam yapılanması programı. Gıda üretimi konusunda çalışacak iş gücünün \’\’gıdaya özel\’\’ asgari ücret kapsamında en az 2.500 TL kazanacağını söylersek, Ya da gıda üretimi alanında enerji ve yakıtın ilk iki yıl tümü ile Bakanlığımız tarafından sağlanacağını belirtirsek siz bilim – kurgu yaptığımızı düşünürsünüz ki zaten öyle yapıyoruz. Herhangi il / ilçe merkezinde yerleşik olmadığını adres bilgisi ile kanıtlayan ve bulunduğu kırsalda gıda üretimi işinde istihdam edilen herkes için asgari ücret aylık net 2.500 TL olacak.
Dördüncü bölümde; üretim odaklı ikinci konumuz : TURİZM