Bir Melekle geçti son 11 yılımız.
2005 Antalya yazında, henüz iki aylık iken avucuma düştüğünde hasta, güçsüz, isteksiz ve çaresizdi. İki kocaman sevgi koyduk yan yana ve aylarca uğraştık. Bir kaç saat uyuyabildiğim gecelerde, yerde onun küçük yüreği ile yatardım, sırf iyileşsin diye. Nefesini dinlerdim.
Veterinerler, yaşaması imkansız gibi dediklerinde bile asla vazgeçmedik.Her geçen gün daha iyi hissetti bir ton ilacın yanında, ölçeksiz iki sevgiyle ve güçlenmeye başladı. O\’nun iyileşmesine harcadığımız para ile çok şey yapabilirdik ama O\’na değerdi.
5-6 aylık olduğunda, sağlıklı, coşkulu, enerji patlaması yaşayan ve evde ne bulursa, dişlerini bilemek için kullanan küçük bir kar topuna dönüştü. Müthiş bir yaratıktı.Tarifi olanaksız bir sezgisi ve hiç bir insandan göremeyeceğiniz bir bağlılığı vardı. Şanslıydı da… İnanılmaz sevildi ve öyle bakıldı. Şanstı da…En kötü zamanımızda bile bize iyi hissettirirdi. Özeldi…
O kadar ki, biz tüm evlerimizi O\’na göre seçtik. Evler O\’nundu. Biz misafir olarak o evde yaşıyorduk. Ne kadar zor durumda olursak olalım O\’nun her zaman her şeyi tam olurdu. Ne kadar kötü hissedersek hissedelim, O her sabah ve her akşam kayıtsız şartsız dolaştırıldı / gezdirildi. Karda, kışta, yağmurda, çamurda, hastayken, ateşliyken bile O gezdirilirdi.Bazen yorgunluktan yıkılmak üzere olduğumuz anlarda, kendi kendine gidip dolaşıp gelmesi için O\’nu ikna etmeye çalışırdık. O ise kafasını yana eğerek ne dediğimizi anlamaya çalışırdı. Neredeyse konuşacağına inanırdık !
Tatillerimizi bile O\’na göre ayarlardık. Tam bir deniz delisiydi ve O\’nunla yüzmek muhteşem bir duyguydu. Belki de en mutlu olduğu anlar suda olduğu anlardı.İnatçının tekiydi, suya girdiğinde çıkartmak imkansız gibiydi.
Bir gün bile sorun çıkartmadı. Bir tek kez boş yere havlayıp gürültü yapmadı. Hiç bir zaman ama hiç bir zaman duygusal bir yük olmadı. Her zaman bize iyi geldi, iyi hissettirdi. Çok neşeli, olağanüstü sevecen, hiç bir insanın olamayacağı kadar sadık ve karşılaştığım insanların yarısından daha akıllıydı.
Hasta olduğumuzda, biz iyileşene kadar yatağımızın hemen yanında yatardı. Kötü hissettiğimizi hisseder ve gelip kendince teselli ederdi. Asil, güzel ve mutlu bir hayvandı O.
Sonra bir gün, birden bire, üstelik ikimizinde seyahatte olduğu bir anda 29 Nisan 2016\’da bizim yanımızda ölmeye utanırmışcasına hastalandı ve gitti. Birden bire…Öyle hızlı gitti ki; inanamadık bir süre.
Seyahatte, çalışıyorken, durumu anlaması olanaksız olan insanlara, anlatma şansımız bile yokken, çalışmak zorundayken, O\’ndan kilometrelerce uzakta olduğumuzu bilerek çekti gitti. Yanında olabilseydim, 11 yıl önce yaptığım gibi yanına uzanarak ve O\’nunla uyuyarak, iyileşmesi için dua edebilirdim.Ama gücüm yetmedi.Bizi yormak istemiyormuş gibi biz yanında bile değilken gitti. Giderken bile yük olmadı bize.
40 Kiloluk bedeninin tamamı; göğsüme acı olarak oturdu sanki..
Çok güzel yaşadı…Ve arkasında kocaman bir boşluk bıraktı.
Paşam; güzel oğlum; yolun denizlerle kuşansın…