Susup bekledim bir süre.
Kulakları sağır eden gürültünün yerini alan çığlıklar, ağıtlara dönüşsün diye.
Sonra düşündüm; becerebildiğimce.
Hak ettik mi? Ya da ne kadarını hak ettik biz diye.
Ve karar verdim… Birimiz, sadece birimiz hariç hak ettiğimize.
Öncelikle bencil olduğumuz için hak ettik biz. Dünyayı biz, bizim gibi düşünenler ve bizimle benzer ortamlarda yaşayanlardan ibaret sandığımız için. Hani 13 yıldır, yahu ben vermiyorum sen vermiyorsun e kim oy veriyor bu adamlara diye diye birbirimizi yokladığımız seçim dönemlerinin sonrasında %34- 44 aralığında sonuçlar görünce şaşırdığımız için hak ettik. Öyle ya kimdi bu %40 ?. Hatta Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden çıkan %52\’ye şaşırdık biz. Nasıl olur, kim oy verdi bu adama? diye..Durun kızmayın..! Biliyorum, kimi seçimlerin kimi oylarının bir kısmı şüpheliydi. Evet. 7 Haziran\’da mı şüpheliydi peki. Binlerce kişinin özel bir bilinçle kontrolünde olan ve sonucu %40 olan hani..Yapmayın.Yapmayalım.. İşte bunu yaptığımız için hak ettik.
Sonra, alternatifimiz olmadığı için hak ettik biz. Bizim alternatif dediklerimizin biri her şeye ve herkese küs; kimseyle konuşmadan politika üreteceğini düşünen bir ego ile; Seçilince, Mercedes makam arabasını lüks diye sattırıp yerine Audi \’ye binen ve hayatında tek bir başarısı bile bulunmayan bir hırs. Hele ikincisi pek komik. Çıkıp Bakanlar istifa etmeli diyor; lakin bilmem kaç seçim yenilgisine rağmen koltuğundan vazgeçemiyor. Ve biz bu insanlardan medet umuyoruz. Ne acı değil mi?
Hak ettik biz. Salak olan halkımıza gidip, Onlara \’\’ Dostlarım ne siz ne de biz ötekiyiz\’\’ diyememe ve bunu gözlerine bakarak anlatamama salaklığını gösterdiğimiz ve bunu yıllardır yaptığımız için hak ettik. Onlara hiç bir şeyi anlatmadık ve sahte bir televizyon ile daha sahte bir a-sosyal medyaya terk ettik çünkü.Ve sonra, o sahteliklerden \’\’kardeşlik\’\’ çıkarmalarını bekledik.Olmadı……… Kibirlerimizle hak ettik biz.
Vazgeçemediklerimiz nedeni ile hak ettik bir de. İşimizden, maaşımızdan, arabalarımızdan, güvenlikli evlerimizden, çocuklarımızın özel okullarından, servislerinden, nev-i zade\’den, Cadde\’den, Nişantaşı\’ndan , Caddebostan\’dan ibaret sandık biz dünyayı. Bir de yılda iki-üç kez gitmeye çalıştığımız Avrupa\’dan…Hak ettik.
Yıllarca uyuduğumuz için hak ettik biz. Daha da fenası Gezi\’de uyandığımızı sandığımız için hak ettik. Daha da derin uyutmuşlardı oysa. şimdi Gezi dediğimde en yakınlarım dahi kızacaklar ama Gezi….diye başlayacaklar. O zaman da yazmıştım, uyanmak öyle bir şey değil ki dostlarım…Uyanmak vazgeçmektir. Söyler misiniz hangimiz Gezi\’de neden vazgeçtik ? Biz değil miydik devletin polisi hunharca saldırdığında 45 saniyede dağılıp, soluğu Nişantaşı\’nda bir kahve içmekte alan…? Yapmayın. Önce kendimize dürüst olalım. Gezi, çoğumuz için , çoğunluğun içinde ve belki de ilk kez \’\’kendimizi ifade etme\’\’ çabasıydı. Bu bizi mutlu etti. Çünkü bizim gibi düşünen yüksek sayıda bir çoğunluğun arasında mutlu hissettik kendimizi. Yani sığındık biz Geziye. Oysa, sığınmak değildir ki değiştirmek. Gezi, bir çoğumuz için, kendini \’\’kişisel ifade gücünde\’\’ bulan toplumsal bir terapiydi. Yoksa değişim için; örgütlü bir politika çıktı mı Gezi\’den?..Bir parti örneğin ya da gerçek bir lider?..Hak ettik.
Başta ben, her seferinde, alternatif yok diye; beceriksiz insanlara oy vermeyi sürdürdüğümüz ve bu beceriksizler sürüsünü hiç bir işe yaramayan ama toplamda %40\’ı bulan oyda daima tuttuğumuz için hak ettik. ( %25 +%15 = %40). Oysa şunu hiç düşünmedik. Ne iş yapar ki bu beceriksizler.? Neden o koltuklardan hiç vazgeçmiyorlar? Sahi ne var o koltuklarda???
Aydın olduğumuz iddia ederken aydınlanamadığımız için hak ettik. Binlerce kişinin toplandığı bir alanda iki canlı bomba patlıyor. Etki alanı çok ciddi. Etkilenen sayısı en az 500..Sivil ya da resmi tek bir polisin eli bile kesilmiyor. Ve biz bunun bile danışıklı dövüş olduğunu anlayamıyoruz. 1.Mayıs 77\’de çil yavrusu kadar kalabalık olan polislerden tek birinin dahi o izdihamda yaralanmamış olduğunu hatırlamıyoruz çünkü. Tek bir anonsla, tümünün, ilk kurşundan 2-3 dakika önce koca Taksim Meydanı\’nından uzaklaştığını da unutuyoruz çünkü. Her gün her olayda Manipüle edildiğimizi farkında değiliz lakin aydınız biz. Ama en çok da vazgeçemeyeceğimiz şeyler üzerinden manipüle edildiğimizin farkında değiliz. Çünkü biliyorlar; bunlar yazar, tweet atar, konuşur ama bir boktan vazgeçemezler.Biz gemiciklerimizi yürütürüz.
Ha sahi bir de 4. alternatif vardı. Ve bence daima olmalı . Ama gözümüzün önünde Kandil – İmralı arası bir ayar siyaseti çeken bu alternatifi de diğeri tek başına olmasın diye Meclis\’e soktuk biz. Biz soktuk evet. Tek bir subayı için bir şehrin yakılması talimatı veren Ata\’nın 30 bin askerini ve subayını 30 yılda, hükümetlerimizin desteği ve ihaneti ile öldürülmesi emrini verenlerin yeğenlerini Ata\’nın kurduğu Meclis\’e soktuk biz.Olmalı elbet bu alternatif lakin biz mi sokmalıydık Meclis\’e…?Hak ettik.
Gözümüze baka baka bize ve kendilerine oy verenlere yalan söyleyip ihanet eden bu insan müsveddeleri; ve onların müsveddeden de beter alternatifleri dışında bir SEÇENEK YARATMADIĞIMIZ için hak ettik.
Biz onca insanı başkentimizin ortasında YİTİRMEYİ
Onca insanın ACISINI HİSSETMEYİ
Onca VEBALİ TAŞIMAYI
Onca YÜKE KATLANMAYI hak ettik.
Biz bu ülkeden vazgeçtiğimiz için hak ettik.
Bir tek Veysel HAK ETMEDİ….