Genel seçimler ; bir çoğumuz için büyük bir sürpriz ile geride kaldı. Ben de dahil öyle büyük yanıldık ki kabul edilebilir gibi değil. Örneğin ben; AKP oylarını neredeyse 11 puan daha düşük tahmin etmiştim. HDP düşündüğümün 3,5 ve MHP düşündüğümün 3 puan altında kaldı. CHP ise normal oyunu aldı ancak benim hesabımdan 1 puan aşağıda kaldı. Burası 7,5 ediyor.
11-7,5 = 3,5 daha var AKP \’ye nereden geldiğini yazmamız gereken. 2,5 civarı Saadet ve türevlerinden geldi. Kalan 1 puan da 7 Haziran\’da oy vermeyen AKP seçmeninden. Böylece AKP 2011\’i tekrarlayan müthiş bir zafer kazandı.Tebrik etmek gerek.
1950\’den beri Türk seçmeni ortalama %65 sağ partilere ve %35 sol partilere oy verir. Bunun iki istisnası da Bülent Ecevit tarafından başarılmış ve kısa sürmüştür. 1 Kasımda da sonuç ; %63,8 e karşı %36,2 kabul edilebilir. Elbette toplam %36,2 oy alan CHP ve HDP sol parti olarak kabul edilecek olursa.Ki bu pek çok açıdan zor bir kabul gerektirir.
İşte bu yazı o %36,2 \’ye genişletilmiş bir açık mektup aslında. Madde madde ve tek tek yazılıp, toparlanmaya çalışılan bir mektup üstelik. Hem tarihe not düşmek hem de durumun resmini çekebilmek için bölüm bölüm ve maddeler halinde. Buyurunuz:
BÖLÜM -1
Türk siyasi frekansı 10-12 yılda bir iken yani; muktedir olan en fazla 10-12 yıl sürdürebiliyorken AKP nasıl oldu da; 4. kez genel seçim kazandı ve süreyi şimdiden 17 yıla çıkarabildi ?
1.) Geçmişte sosyal medya yoktu. Bireyler; tüm fikirlerini saniyeler içinde; hiç bir sınırı olmayan bir mecrada paylaşamıyordu. Oysa AKP\’nin iktidar olduğu yıllar; dünya dijital iletişiminin bireylere indirgendiği bir döneme rastladı.
2.) Sosyal medya\’nın iki tür etkisi oldu ve ilki ikincisini tetikledi. İlki; ağırlığı sol ve muhalif görüşten olan birey kitlesi; iktidarı, iktidarın unsurlarını, koltuk sahiplerini ve en önemlisi iktidara oy veren herkesi ; tüm bireyleri serbestçe eleştirdi, dalga geçti, hor gördü, cahil olarak tanımladı hatta aşağıladı.
3.) İkincisi; bu hakaret ve aşağılamaları gören iktidar; kendi kitlesini bundan bilgilendirdi. Özetle \’\’bakın, bize oy verdiğiniz için size cahil diyorlar\’\’ propagandasını yine sosyal medya üzerinden yürüttü ve kendisine oy veren kitleyi de sosyal medya savaşının tarafı kıldı.Böylece; sol ve muhalifin \’\’cahil\’\’ diye yerden vurduğu kitle eskiden hiç yapamayacağı bir şey yaptı ve sosyal medya üzerinde birleşti.
4.)Sonuç olarak, geçmişte bunca bireyin tek bir platformda birbirinin \’\’mağduriyetinden\’\’ haberi bile olmazken; AKP iktidarında bu açık ve net şekilde temel iletişim ve birleşim noktası haline geldi. Bu kitleler eskiden kendilerini ifade edecek bir mecraya sahip değilken , sosyal medya üzerinden kendilerini hor ve cahil gören \’\’sol ve aydın\’\’ kitleye bire bir, konuşmadan ve yüz yüze gelmeden yanıt verebilmeye, daha sert hakaret ve hatta küfür edebilmeye başladılar.
5.) Sağ oyları bölen iki hareket MHP ve SAADET farklı nedenlerle toplamda 5 puan oy kaybettiler.
6.) MHP hiç bir şekilde uzlaşmaz ve anlaşılmaz bir tavır gösterdi ve içerisinde bulunan hareketli oy tabanını doğal olarak büyük sağ partiye verdi. Bu daha önce de olmuş ve MHP barajın altında kalıp bir dönem Meclis\’e dahi girememişti.
7.) Saadet\’in hiç bir şekilde iktidar olamayacağını bilen aşırı dindar ve cemaatçi tabanı da 2 puan kadar \’\’tek başına iktidar\’\’ olsun diye AKP\’ye oy verdi.
8.) HDP\’nin yönetim mecralarını kestiremeyen; iplerin HDP\’de mi, Kandil\’de mi?, İmralı\’da mı? olduğunu anlayamayan muhafazakar ve dindar Kürt seçmeni de bomba, terör, şiddet kaygıları ile AKP\’ ye geri döndü.
9.) Yani bir anlamda sağ ve muhafazakar seçmen \’\’MERKEZ\’\’ i temsil ettiği varsayılan SAĞ partide birleşti ki bu son 65 yılda Türkiye\’de defalarca kez oldu. Menderes, Demirel, Özal bir çok kez bu ve benzeri BİRLEŞİK SAĞ sonucunu aldılar.
10.) SOL seçmen ise son 65 yılda kısa süre ile ve sadece iki kez becerebildiği birleşebilmek duygusundan çok uzak kaldı.
BÖLÜM -2
Daha önce sol – sağ olarak çatışan ve kutuplaşan halk ; AKP\’nin ilk yıllarında laik – dindar olarak kutuplaşırken son 6-7 yıldır biz ve onlar olarak kutuplaşmaya başladı ve bu biz-onlar yapısı her geçen gün AKP\’nin siyasi propagandası haline gelip, en son yaklaşık 23,5 milyon kişiden destek buldu. Neden?
1.) Daha eğitimli ve görece daha modern bir yaşam süren \’\’Aydın sol\’\’ haktan tamamen koptu. Hepimiz; karşımızdaki insanları sosyal medyadan tanıdıkça; onların daha cahil, daha salak, daha geri, daha bağnaz olduklarına açık olarak hükmettik ve bu durumu ve onların ısrarla oy verdikleri insan ve değerleri aşağıladık.
2.) Bizlerin pervasızca hor gördüğümüz bu kitle de bizi \’\’öteki\’\’ olarak görmeye başladı ve yüz yüze geldiğinde konuşma cesareti bile göstermeyeceği bir çok \’\’aydın\’\’ a sosyal medya üzerinden küfürler yağdırdı.
3.) Sonunda sen-ben ; biz – onlar olduk farkına bile varmadan.
4.) Biz Türkiye\’yi İstanbul\’dan, Ankara\’dan, İzmir\’den, Antalya\’dan, İzmit\’ten, Bursa\’dan , Eskişehir\’den, Tekirdağ\’dan, Edirne\’den ibaret sanırken; AKP önce Anadolu\’nun kendisinden, Karadeniz\’den, Doğudan ve Güney Doğudan oy aldı, sonra oralardan büyük kentlere göçüp gelmiş milyonlardan. Ve bu milyonlar; kendi ifadelerini AKP içinde bulduklarını düşündü.
5.)Yani biz ve onlar polemiği, tamamen AKP\’nin siyasi hesabının gereği gibi, siyaset planları ile bire bir örtüştü. Ama biz\’e biz diyerek; hor görüp, cahil diye niteleyerek, seçimden sonra bile cehalet kazandı yaftası ile sosyal medyada bir birimizi avutarak onlar\’ı biz yarattık.Onlar\’da gayet insani bir tepkiyle; öyle mi;? halk biziz. dediler.
3.BÖLÜM
Türkiye\’nin muhalefet sorunu nedir ve nasıl aşılabilir?
1.) Muhalefet lafının bizatihi kendi anlamını sorgulamak gerektir önce. Muhalefet yani \’\’karşı olmak\’\’ , \’\’karşısında olmak\’\’ meselesini kökten değiştirmeden Türk siyasetinde muhalefet meselesi çözülemez.
2.)Muhalefet her şeye kökten karşı , hayırcı ve uzlaşmaz bir tavır takınırsa, geleneksel Türk halkından oy alamaz.
3.) Türk halkı 21 yüzyılda artık silahlardan, bombalardan, terörden her şeyi ile uzak olana oy vermek niyetindedir. Öyle olmasa da halk tarafından öyle olduğuna karar verilen partide birinci partidir. Diğerlerinin hepsinde bir şekilde çatışma, terör ve uzlaşmama sorunu vardır halka göre. Bu algıyı kırmadan, çoğunluğu oluşturan halk tabanından muhalefet oyu çıkmaz, çıksa da 5 ayda geri döner.
4.) AKP, 7 Hazirandan önce başta Sn. Cumhurbaşkanı tarafından yapılan önemli hatalardan 5 ayda dönmüş ve bunun karşılığını da almıştır. AKP aynı ya da benzer hataları yeniden yaparsa; alternatifi olacak parti mevcut muhalefet partilerinden biri değil; yine merkez sağ tandanslı yeni bir partidir.Dolayısı ile bu akıl, bu lidersizlik, bu uzlaşmazlık ve bu her şeye karşılıkla hiç bir muhalafet partisi iktidar olacak oyu alamaz, alamayacaktır.
5.) Muhalefet partileri, halkı etkileyecek liderlik çizgisinden fersahlarca uzaktır.Lider yoktur. Halk önünde, takip edeceği birini ister ve bunu hiç bir muhalefet partisinde temel çoğunluk olarak bulamamaktadır.
6.) Liderin yanında, saygılı, ölçülü, ilgili ve çalışkan bir örgüt ister halk. Bu da muhalefette yoktur.
7.) Türk halkının önceliği; doğruluk, dürüstlük, özgürlük, insan hakları, eşitlik değildir. Ümmetten gelen bir halktır Türk halkı. Beklentisi; herkesin kullandığı ve yararlandığı; yol, su, elektrik,barınma, sağlık, emeklilik, sosyal yardım ve iş olanaklarıdır. Yani Maslow\’un hiyerarşi teorisinde bulunan birinci basamaktır çoğunluğu oluşturan Türk halkının beklentisi. Oysa muhalefet; sosyal adalet, eşitlik, özgürlük, insan hakları, yargı ve basın özgürlüğü gibi teorinin 3,4 ve 5. basamaklarından söz etmektedir. Bu şekilde çoğunluk oyları alamazsınız.
8.) Mevcut muhalefetin, vurguladığı, altını çizdiği, üzerinde bastırarak durduğu hiç bir şey aslında oy çoğunluğunu sağlayan halkı hiç ama hiç ilgilendirmemektedir. Dolayısı ile muhalefetin Türkiye için seçim stratejileri tamamen yanlıştır.
9.) Muhalefet artık yıpranmış, eski ve kirlidir. Sözde liderleri ve örgütleri eskimiş, paslanmış ve kokuşmuştur. Halkın değil oyuna; sempatisine dahi haiz değildir. Halk, hatta kendi seçmenleri bile onları o koltuklarda görmek istememektedir.Onca seçim yenilgisine rağmen, en son 1 Kasım\’a rağmen hala ve alay edercesine koltuklarında oturmaları da ; halktan, siyasetten ve Türkiye gerçeklerinden ne denli uzak olduklarının göstergesidir.
10.) Önce yerel seçimlere yetişecek ve sonra 2019 seçimlerine hazırlanacak, MERKEZ (sağ ya da sol değil) tam da MERKEZ DE konumlu, yepyeni bir lider ve yepyeni örgüt kadroları ile oluşturulacak; eskiden o ya da bu partide siyaset yapmış hiç kimsenin dahil edilemeyeceği, kadın ve erkek eşit kurucu sayısına sahip, TÜRK, MÜSLÜMAN, İLERİCİ, ÇALIŞKAN, DÜRÜST ama en önemlisi SEMPATİK yani HALKTAN bir parti kurulmalıdır.
11.) Bunun için de vazgeçebilecek, çalışabilecek, yorulmayacak, koltuk sevdasızı, halkın içinde yaşayacak ve ilk yerel seçimde belediye başkanı adaylarını, 2019 genel seçiminde ise Millet Vekili adaylarını; halkın içinden ve halka seçtirecek.Seçimi, mahalleden gerekirse sokaktan başlatacak 40 kişi YETERLİDİR.
SONUÇ
İLK İŞ olarak; özellikle sosyal medya üzerinden ÖTEKİLEŞTİRECEK tüm söylem ve paylaşımları hemen ve koşulsuz olarak terk etmeliyiz. Sonrada kendimize; yeni bir 40 kişi bulmak için yola çıkmalıyız.Aksi halde; hem yerel seçimler; hem de 2019 genel seçimlerinde; aydın ve eğitimli ve akıllı olduğunu düşünen bizler; yine ve yeniden ve bu kez daha da düşük oy oranları ile AYNI MEKTUBU okumak zorunda kalırız.